DÜNYANIN TÜM ÇEMBERLERİ VE GERÇEKLER
- PERDE
Photo by Kyle Head
1.Konuşmacı: Kral Gyges’in oğlu dönemi Ege denizi kıyılarında İonia’da Tales kırda dolaşıyor.
2.Konuşmacı: Hocam ne Thales’i aç karnına ya.
1.Konuşmacı: Thales, dolaşıp duran yıldızların sırlarını keşfetmek amacıyla gökyüzünü inceliyordu. Yanındaki hizmetçi bir tarlada yürürken, yerdeki koca bir çukuru fark etti, düşmedi. Gökyüzünü incelemeye devam eden Thales ise düştü çukura.
Hizmetçi: Ayakların dibini göremiyorsun gökyüzünde olup bitenleri anlayabileceğini sanıyorsun! (Çukurdan çıkmasına yardım eder)
2.Konuşmacı: Evet her şey bir düşüşle başladı.
3.Konuşmacı: Dünyadaki bütün öğrenciler gibi ben de Thales’i duydum, ama hocalarım bana hiç Thales’in hayatından söz etmedi.
2.Konuşmacı: Bırak ya etmiştir.
3.Konuşmacı: Etmedi.
2.Konuşmacı: Etmiştir, etmiştir.
1.Konuşmacı: Matematik derslerinde kesinlikle kişilerden söz edilmez. Zaman zaman Thales, Pythagoras, Pascal, Lagrangee gibi isimler atılır ortaya ama yalnızca isimler.
2.Konuşmacı: Bir peynir markası, ya da metro istasyonu, sokak adı gibi.
3.Konuşmacı: Bunların nerede ve ne zaman çıktığından da söz edilmez. Sanki bu teoremleri ortaya çıkaran biri yokmuş gibi, bunlar dağlar, ırmaklar gibi, sanki eskiden beri varmış gibi.
1.Konuşmacı: Kaldı ki dağlar bile eskiden beri var olmamıştır.
3.Konuşmacı: Böylece teoremlerin dağlar ve ırmaklar kadar zamana bağlı olmadıkları sonucu çıkıyor ortaya.
2.Konuşmacı: Ne yani π sayısı Mısırdaki kazılarda ortaya çıkmadı mı yani?
1.Konuşmacı: (Şaşırır) Öyle de denebilir ama O’nu bu yıl değil, gelecek seneki oyunda anlatırız artık.
2.Konuşmacı: Matematik ne tarih (pardon Mehmet Ali hocam), ne coğrafya ne jeoloji değil ise tam olarak ne peki?
1.Konuşmacı: Thales ilk düşünürdür. Ondan önce hiç kimse düşünmemiştir demek istemiyorum! Hayır çok uzun zamandan beri düşünüyor insanlar. Ondan önce müneccimler, katipler, sahipler, muhasebeciler, masalcılar vardı.
3.Konuşmacı: Bunlar dua okurlar, hesap yaparlar, mitolojik öyküler anlatırdı. Thales başka bir şey yaptı.
2.Konuşmacı: Evet düştü ve her şey öyle başladı.
1.Konuşmacı: Hayır. Kendi kendine sorular sordu. Sözgelimi düşünmek nedir? Ya da benim düşündüklerimle olup bitenler arasında ne gibi bağlar var?
3.Konuşmacı: Veya düşüncemden kaçan şeyler var mı? Doğa neden oluşmuştur?
1.Konuşmacı: Bu gün de şaşırtıyor bizi bu gibi sorular ve o zamana kadar hiç sorulmamıştı bunlar. Öyle değil mi sayın Müdürüm?
2.Konuşmacı: Felsefe değil mi bu?
3.Konuşmacı: Thales’in yaşadığı İ.Ö.VIl. yüzyılda felsefe ve matematik bütünüyle iç içeydi. Kaldı ki bu teoremler de yoktu henüz ortada. Daha sonra bulunmuş daha geç bir dönemde de birbirinden ayrılmıştır.
2.Konuşmacı: Hey Thales’i orada unuttuk. Felsefe yapmayalım da Thales’e dönelim.
1.Konuşmacı: Peki peki; İ.Ö.VII. yüzyıl Anadolu kıyıları, Lidya krallığının merkezi Sardes’te kral Gyges’in oğlu hüküm sürerken, hemen yakınlarında Ionia’da Miletos’ta hüküm süren bir kral yok. Kent ilk site devletlerden biri. Özgür bir kent. Thales İ.Ö. 620 yıllarında burada doğmuş.
3.Konuşmacı: Ünlü “Sen seni bil” sözü ona ait. Thales eski Yunanistan’ın yedi bilgesinden biri.
2.Konuşmacı: Say la yedisini.
3.Konuşmacı: Miletoslu Thales, Atinalı Solon, Lindoslu Kleebulos, Lesboslu Prttalos, Prieneli Bias, Anaxogosas, Lasos.
1.Konşmacı: Konuyu dağıtma. Matematik konularıyla ilgili genel sonuçları ilk kez o ortaya koymuş.
3.Konuşmacı: Thales sayılarla pek fazla ilgilenmemiş; özellikle geometrik biçimler, çemberler, doğrular, üçgenlerle ilgilenmiş. Geometrinin dördüncü unsuru gibi gördüğü ve uzunluk, alan, hacim üçlüsüyle birleştirdiği açıyı gerçek anlamda matematik bir olgu gibi gören ilk düşünürdür.
1.Konuşmacı: Thales iki doğrunun kesişme noktasından oluşan ters açıların eşit olduklarını kanıtlamıştır. (Perdeye X yansıtılır)
2.Konuşmacı: Ne kadar berbat bir şekil… gençliğimi karartacak gibi duruyor. (Seyirciye dönerek söyler)
3.Konuşmacı: Çemberler ve üçgenler arasındaki ilişki. Thales her üçgenin bir çemberle çakıştırılabileceğini göstermiştir. Üçgenin üç köşesinden geçen ve üç köşesine değen çember (Şekil perdeye yansıtılır)

2.Konuşmacı: Al bir tane daha (Seyirciye dönerek) Bir saniye bir saniye… Yani üç noktadan daima bir çember geçer mi diyorsunuz.
1.Konuşmacı: Düz bir çizgi üzerinde değilse evet bir çember geçer.
3.Konuşmacı: Ama asıl Thales’i öncüllerinden farklı yapan, Mısırlıların ve Babillilerin yaptığı gibi özel bir çemberden hareketle oluşturulmuş sayısal bir sonuca ulaşmaz. Onun amacı dünyanın tüm çemberlerini temsil eden bir çemberdir.
1.Konuşmacı: İşte bu nedenle bir avuç çemberle değil, dünyanın bütün çemberleriyle ilgilenir ve bunların çember olma özelliklerini açıklamaya çalışır. İşte bu yüzden tarihin ilk matematikçisi ünvanını alır.
2.Konuşmacı: Ne yani bu salonun kıyısında köşesinde bir yerlere gizlenmiş ve Thales’in teoremlerinden kendini kurtarmış bir kaçak çembere rastlanamayacak mı?
3.Konuşmacı: Asla hiçbir yerde
2.Konuşmacı: Ne yani çemberler gibi insanlar da kendilerine uygulanan teoremlerden kaçamaz mı?
1.Konuşmacı: Rahat ol… teoremler yalnızca ideal verlıklarla ilgilidir. İnsanlara uygulanamaz.
Sahne Kararır
2. PERDE
Dış Ses: Thales o güne kadar bütün hayatının geçtiği Ionia ülkesinden uzaklaşmaktaydı. Mısır’a gidiyordu. Geometrinin doğduğu yere…
Thales o güne kadar bütün hayatının geçtiği Ionia’yı terkediyor, Mısır’a doğru hareket ediyordu. Mısır’a vardığında Keops piramidinin farkına vardı. Thales hayatında böylesine etkili bir şey görmemişti. Piramide yaklaştıkça yavaşladı adımları. Keops’un heybeti ve yüksekliği karşısında kendini çok güçsüz ve zavallı hissetti.
Yaşlı bir fellah yanına yaklaştı.
Fellah: Çok büyük ve güçlü görünüyor değil mi?
Thales: Evet çok büyük.
Fellah: Sence bunun yapımında kaç insan çalışmıştır?
Thales: Binlerce
Gülümser fellah
Thales: Onbinlerce
Ve fellah yine gülümser ve hayır anlamında başını sallar.
Thales: Yüzbinler (der inanamaz bir biçimde)
Fellah: Belki daha fazla. Peki ne için? Bir kanal açmak için mi? Bir nehrin sularını tutmak için mi? Yol yapmak için mi? Ya da dünyanın en büyük kütüphanesini yapmak için mi? Hiç biri… Firavun Keops’un bu piramidi inşa ettirmesinin tek bir amacı var, insanların kendilerini aciz hissedip Firavunun gücü karşısında biat etmeleri. Yapının insanları dehşete düşürmesi için bütün normal ölçüleri aşması gerekiyordu. Firavunun mimarları bu piramitle insanların arasında hiçbir benzer ölçünün olmadığına inandırmak istediler bizi ve bunu da başardılar.
Thales piramidin karşısında durarak:
Thales: Hiçbir benzer ölçü, hiçbir benzer ölçü… Madem firavun aciz olmamızı istiyor kabul mu edeceğiz bunu? Elbette hayır…
Fellah: Peki nereden başlamalı? Ne yapmalı?
Thales: Piramidin boyunu bulmakla başlayabiliriz. Bu sayede belki Firavunun mimarlarına bir ders vermiş olabiliriz.
Fellah: Nasıl yapacaksın bu ölçümü?
Thales: Ra, sizin tanrınız değil mi? Her tanrı gibi herkese ve her şeye adil davranmak zorunda. Yani benim boyumun gölgeme oranı ile, piramidin boyunun gölgesine oranı eşit olmalı. Bir başka deyişle benim boyumun gölgemin boyuna eşit olduğu an, piramidin boyu da gölgesine eşit olacaktır.
Ölçümü yaparlar ve sahneyi terk ederler.
Bu arada seyircilerden biri bağırır:
Seyirci: Pardon, bence bir hata var.
Yönetmen: Eveet, bakıyorum matematikten anlayan seyircilerimiz var. Neden ustayı çağırıp sormuyoruz: Thales usta, Thales usta pardon bir seyircimizin sorusu olacak.
Thales sahneye geri döner
Seyirci: Thales bey yaptığınız ölçüm gerçekten tam olarak doğru. Eğer piramidin şekli insan gibi olsa doğru olabilirdi ama geometrik olarak farklı bir şekil.
Thales: Evet haklısınız bayım (hanımefendi). Arzu ederseniz bu durumu şekil üzerinde göstereyim. (Görüntü sahneye yansıtılır ve Thales açıklamasını yapar)
Sahne kararır.
3. PERDE
Dış Ses: Thales memleketine döner ve Pisagorla karşılaşır.
Pisagor: Merhabalar büyük usta Thales.
Thales: Merhabalar Pisagor. Neler yapıyorsun. Nasıl gidiyor?
Pisagor: Gerçeğin peşinden gidiyorum büyük usta, varlığımızın sebeplerini araştıyorum. Bana bir yanıt.
Thales: Gerçeğin peşinden sonsuza kadar gider ama bir arpa boyu yol almamış olabilirsin Pisagor.
Oysa eğitim için en uygun yerin Mısır olduğunu düşünüyorum. Mısır’a git. Oradaki rahiplerden matematik ve astronomi dersleri al. Gerçeği bulmanda yardımcı olacaklardır.
4. PERDE
Dış Ses: Pisagor Thales’in tavsiyelerini dinler ve gerçeğin peşine düşer. Mısır’a gider. Mısırda uzun yıllar kalır. Rahiplerden astronomi ve matematik dersleri alır. Mısır’ın Babiller tarafından işgalinden sonra esir olarak Babil’e gider. Babil de kütüphanede çalıştırılır. Bu yıllar gerçeği bulmasında ve oluşturacağı toplulukta Ona yardımcı olacaktır.
Kafasında 1001 fikir ve yüreğindeki inançla Memleketine döner.
Anaksimandras: Arkadaş orası Thales Usta’nın yeri.
Pisagor: Thales yok artık ben varım.
Anaksimandras: Kimsin lan sen!
Pisagor: Tanışalım mı Pisagor ben.
Anaksimandras: 30 yıldır yanındayım Thales’in. Bak sağına( boş sandalyeyi gösterir.) O benim. Ha artık Thales yok diyorsan kalk la sandalyeden orası artık benim.
Pisagor: Gel kardeş ya madem koltuğu istiyorsun koltuk senin olsun.
(Arkasını adamlara döner.)
Usta Thales sevdiğimiz bir abimizdi Janti adamdı adabı, giyinmeyi çok iyi bilirdi mesala ben bilmem. Çok gülerdi. Ben gülmem. O kapıdaki arkadaş Thales Usta çocuklar hasta paraya ihtiyacım var dediğinde Thales sırtını dönerdi. Ben dönmem.
Thales abimiz sevdiğimiz bir abimizdi ama bilgiyi bir garip dağıtırdı. Ne varsa zihninde döner dolaşır gene kendinde kalırdı. Bende kalmaz. Bizde bilgi topluluğumuz da kalır. Kimin ne kadar ihtiyacı varsa gelir alır. Thales abim kalemini adamına taşıtırdı ben kalemimi saklamam. Abim bu masaya fiyakalı otururdu ben arkamı arkadaşlara verince şöyle yaslanırım bir geriye.
Koltuk sende kalsın kardeş arkamda durma yeter.
Dış Ses: Pisagor kendi okulunu kurdu. Okulunun kapısına geometri bilmeyen giremez yazdı. Pisagorun yanında toplananlar okulun kurallarına uymak zorunda idi. Pisagor efsanesi dilden dile aktarılmaya başlandı. Hayvanlarla konuşabildiği, hastaları iyileştirdiği, aynı anda birden fazla yerde olabildiği, su üzerinde yürüyebildiği gibi ardı arkası kesilmeyen mucizelerle Pisagor miti büyüdü.
Pisagor şöyle der:
“Evrim hayatın yasasıdır. Sayı evrenin yasasıdır. Birlikte Tanrının yasasıdır.”
Pisagora göre sayıların anlamı şöyle idi.
( Ekrana yansıtılacak ve her bir öğrenci sayıların anlamını tek tek okur.)
0) Sayı olmamasına rağmen ilk sıradadır. Sıfır boşluğu, yokluğu ve bazen de kaosu ifade eder.
1)Özün, birin yasası
2) Karşıtlık, değişiklik
3) Bütünlük, başlangıç, orta ve son, tanrısal güç
4) Doğruluk, adalet, dünya
5) Evlilik
6) Şans
7) Evrenin tümü; Tanrısal güç olan 3 ile dünyayı simgeleyen 4 ün toplamı yada tanrının dünya ile birleşimi
8) Sağlamlık
9) Tüm sayıların özü, doğruluk
10) Sonu olmayan yeni bir dizinin başlangıcı
Pisagor ve öğrencileri her şeyin matematikle ilgili olduğuna, matematikle her şeyin tahmin edilebileceğine ve ölçülebileceğine inanmışlardı. Ta ki…
Işık Hippasus’a yansır.
Hippasus masa da çalışmadadır.
Hippasus: 1 ‘in aşkına bu sayıyı tanımlayamıyorum. ( Ekrana 1-1-kök2 yansır.)
Pisagor usta, Pisagor usta bakınız lütfen.
Pisagor: Evet Hippasus sorun nedir?
Hippasus: Karesi 2 yapan sayıyı bulamıyorum. Yardım edin lütfen.
Pisagor: Bunun üzerine çalışalım. Bir sonuç buluruz. Ama o zamana kadar kimseye bir şey söylemeyin
Pisagor yardımcıları ile bu konu üzerine konuşur.
Hocam: Bu sayılar Rasyonel değil.
Pisagor: Evet. İrrasyoneller. Ama bu bilgi bu tapınaktan çıkmayacak.
— Elbet bu bilgi bir gün buradan çıkacak. O zaman ne yapacağız.
Pisagor: Bak o da güzel hikâye ama erken anlatılırsa tadı kaçar. Önce tecrübe etmen gerek kardeş…
Işık kararır ve perde iner.
İlgili Yazılarımız
1 Comment