Photo by Hannah Busing
İngiliz Antropolog Robin Dunbar’ın 1992’de geliştirdiği bir teoriye göre insanların kurabileceği iletişimin bir limiti bulunuyor.

İngiliz Antropolog Robin Dunbar
Dunbar Sayısı bir insanın sağlıklı olarak sürdürebileceği ilişki sayısı olup, bu sayı 2011’de Bruno Goncalves, Nicola Perra, Alessandro Vespignani tarafından yürütülen bir araştırma ile sosyal medya üzerinde test edilmiştir.
Evrimsel biyolog Robin Dunbar’ın çalışmaları ve matematiksel modellemelerden elde edilen öngörüler gösteriyor ki insanlar için sağlıklı iletişim kurulabilecek sayı 150’dir. İşte, insanların aynı anda yürütebileceği sosyal ilişki miktarını ifade eden bu 150 sayısına “Dunbar Sayısı” adı verilir. Buradaki 150 sayısı üst sınır olmakla birlikte ortalama bir büyüklüktür. Kişilik özelliklerine ve çevreye bağlı olarak bazen 200’e kadar yükselebilir ya da 100’ün altına düşebilir. Ancak ortalama 150’dir. Dunbar sayısı olarak belirlenen 150 kişiden sonra grubun üyelerinin bağlılık duygusunu kaybettiği düşünülmektedir. Dunbar sayısı teorisi 150 kişi ile ‘gerçekten’ bir iletişim sürdürebileceğimizi iddia edilmektedir.

Büyük insan gruplarını tarihsel, psikolojik ve antropolojik olarak incelediler ve bu büyük grupların hangi insan sayısından sonra dağıldığını araştırdılar. Sonuç ise 150 civarındaydı.
Dunbar ve ondan etkilenen araştırmacılar bu sayının avcı-toplayıcı topluluklardan modern topluluklara kadar geçerli olduğunu tespit etti. Ofislerde, askeri birliklerde, fabrikalarda, kamp alanlarında sayı 150 yi aştığında sorunlar ortaya çıktığı tespit edildi.
Bunun yanında Dunbar sadece 150 sayısına odaklanmıyor, teorinin başka bileşen sayıları da var.
Dunbar’a göre;
5 kişi: en dar çemberin içindeki kişi sayısıdır
15 kişi: en iyi arkadaşlar
50 kişi: arkadaşlar
150 kişi: anlamlı kişiler
500 kişi: tanıdıklar
1500 kişi: tanıyabileceğimiz kişilerin sayısı.

Dunbar’a göre iletişimde olduğumuz kişiler bu katmanlar arasında yer değiştirir. Yani katmanların belli bir kapasitesi vardır ve yeni birinin katmanlardan birine girebilmesi için eski birinin yer açması gerekir.
Anlaşılan o ki belli bir yakınlık düzeyinde tutabileceğimiz insanların sayısının bir sınırı var. Dunbar sayısı bize, ilişkilerimizin önemli bir kısmının ya pasif ya da verimsiz durumda olduğunu göstermektedir. Hayatınıza yeni bir insan girdiğinde, ona yer açmak için, birisinin bir sonraki seviyeye düşmesi gerekiyor. Belki de gerçekten sevdiklerimize yer açmak adına biraz sadeleşmek gerekebilmektedir.

Avcı-toplayıcı insan topluluklarının sayılarının 150 olduğunu, Batı’nın askeri tarihine bakıldığında da bölüğün 150 kişiden oluştuğu görülür.
Özerk toplulukların, 150 kişiden daha fazla sayıya ulaştıklarında parçalandıkları görülmüştür. Günümüzde Kuzey Amerika’da yaşayan Hutteriteler ve Amişler ortalama 110 kişilik gruplar halinde bulunmakta olup, grup üyelerinin sayısı 150’yi aştığında ise grubu bölmek zorunda kaldıkları söylenmektedir. Bunun nedeni ise, sayı aşıldığında insanların birbirlerine yabancılaşmaya başlaması olarak gösterilmektedir.
Yaygın olarak kabul edilen kurallardan birisine göre 150’den az çalışanı olan organizasyonlarda karşılıklı ilişkilerde temelde daha az sorun yaşanmakta ancak sayı büyüdüğünde verimli bir çalışma ortamı için resmi bir hiyerarşiye ihtiyaç duyulmaktadır.
Dunbar Sayısı, laboratuvarda bulunmuş, yapay ve teorik bir sayı değil, tutarlı bir toplumsal birimdir. Dünyanın farklı yerlerinde, farklı kültürlerde yaşayan toplumların sosyal yapısı incelendiğinde, karşımıza bir şekilde yaklaşık bu büyüklükteki gruplar çıkar. Yine Dunbar’ın yaptığı bir çalışmada, insanlardan Noel kartı gönderdikleri yakınlarının listesi istenmiştir. Çalışmaya katılan insanların gönderdikleri Noel kartı sayısı ortalama 68, Noel kartı gönderilen evlerde yaşayan kişi sayısı ise yaklaşık 150 olarak bulunmuştur.
Bu durum, insanların gruplar hâlinde yer aldıkları her yerde kendini belli eder. İş dünyasındaki genel kurallardan biri, çalışan sayısının 150’nin altında tutulması gerektiği, hem çalışan hem de iş yeri adına en verimlisinin bu olduğudur. Bu eşiği aşan şirketlerde çalışanların birbirleriyle olan ilişkilerini yürütmeleri güç bir hâl aldığından çalışanlarda sıra dışı bir işe devamsızlık durumu gözlenmiştir. Askerlikte de durum bundan farklı değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden örnek verecek olursak bir bölük 80-225 kişiden meydana gelir ki bunun ortalamasını aldığımızda yine yaklaşık 150 sayısını buluruz.
Günümüzde iş dünyasında, askerlikte ve daha birçok yerde Dunbar Sayısı’na rastlıyor olmamız, insan doğasının bir gerçeğidir. Dunbar Sayısı’nın bulunuşundan binlerce yıl öncesine bakacak olursak yine ortalama 150 sayısı ile karşılaşılmakta olup, MÖ 6000 yıllarında, Cilalı Taş Çağı’nda, Ortadoğu’da bulunan köylerin nüfusu 120-150 kişiden oluşmaktaydı. Aynı şekilde 11. yüzyılda, Orta Çağ’daki İngiliz köyleri de 150 kişiden meydana gelmekteydi. Tüm bu verilerden elde ettiğimiz sonuç çok açıktır: 150 sayısı rastgele oluşturulmuş bir sayı değildir. Tarih öncesi dönemde, Orta Çağ’da ya da 2021 yılında; Avrupa’da ya da Asya’da; köyde ya da kentte… Zaman ve mekân ayırt etmeksizin türümüzün sosyal ağı için en uygun sayı “Dunbar Sayısı” olarak adlandırdığımız 150’dir.
Ne dersiniz 150 insan sizin için yeterli mi?
KAYNAKÇA